Ağustos 15, 2010

Annemle Babamın İstanbul Hakkındaki Görüşleri



Yıllık iznimin ikinci pörçüğünü yine Ankara'da geçirdim. Yine İstanbul kötülendi, ben dinledim. Yine bir yerden sonra patladım, delirdim.

- Kızım çok kalabalık yaaaaa. (Annem)
- Sen bizi sevmiyorsun zaten, kaçacak delik arıyorsun. (Babam)
- Yavrum güzel şehir, gezmeye güzel ama. Yaşanmaz. (Hemfikir oldukları ender noktalardan biri.)
- Bak bak, gördün mü gene büsssürü hırsızlık bilmem ne. Cık cık cık. (Babam)
- Yavrum sakın sıcak filan diye camların açık yatma. Sakın ha yavrum. Sabah kalk duş al sıcaksa. Canından kıymetli değil. (Annem. Ki nasıl bir zihin akışıdır, acayip. helal valla. Serinlemek ve can güvenliği dünya tarihinin herhangi bir noktasında karşılaştırılmış mıdır ki evvelce?)


Maaan. Daha uzar ama esas söyleyeceğim şu: Anlamadığınız şudur sayın ebeveynim. O bahsettiğiniz tüm kötü şeylerin içinde ben de varım. İki yıldır varım. O TV.de gördüğünüz şey, biraz da benim. Ben, artık istanbul'da bir parçayım. O kalabalık var ya, gürültü. Hah. Beni görmek isterseniz ona bir iyice bakın.

Mut-lu-luk budur ey insan. "Ben buraya aitim" diyebilmek.

Merhaba yeniden. Back in town.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder