Ocak 11, 2012

Bu Gece Kadınlara

Edip Cansever'in adını bir türlü hatırlayamadığım şiirinden bir dize bu: "Bu gece kadınlara". Kendini "bir yerlere vurmak" derler bir insanlık durumu vardır ey okur gözü, aha bu da onunlan ilgili.

Nereye vuruyorum bu gece kendimi? "Kırmızı bir at çizerdim / Kırmızı bir at, bak bu da kafası / Nereden geldim, nereye giderdim / Bu da düşünen kafanın bana sorusu" diyen pek sevgili Yasemin Mori'nin konserine. Üniversite çağlarımda kafacığımın içinde, Mercan Dede'nin sıkça sahne aldığı yer olması hasebiyle bir cennet mekan ütopyası hâlinde yüzmüş durmuş Babylon'daki konserine. Yasemin Mori'yi benimlen beraber pek seven bir cânım ile birlikte. Aslında bu hem de benim hayatımda gideceğim ilk bar konseri, umm, böyle deniyor bunlara diğ mi?



Tam manasıyle, "Bu gece kadınlara". Bakalım neler dökülecek önümüz sıra yollara. Hem giderken kadıköy'den doğru; ve hem de dönerken gece, yağmur ve baht ile kol kola. Derken, bilet bitermiş mesela. Ama bitmez sanırım, öyle demiş Babylon'da çalışmaktaki şahıs. Bitmez, demiş. Bana kalırsa, "Korkmayın ahmaklar!" da demeye getirmiş. Bundan sonra kimse demeye getirmesin, desin. Gidilecek yerler var, zaman dar. hayat bi' tane hayat.

Nasıl konu dağıtırım, şaşarsın. Ben ki, cümlenin öğeleri anlatırken hayatın anlamını sorgulamaya doğru konuyu çekiştirebilen insanım. Dağınık kafa, bir erdemdir desem korkacaklar. Bu yüzden böyle konular açılınca uzakta görünen ışığa çok da yaklaşmadan susarım.

Şu noktada dönülmesi zor görünen konuma can havliyle dönecek olursam, Yasemin Mori diyorum sevgili okur.

"Yasemin, bence insanlar birazcık değil, çok aptal!" demeye cesaret edemeyecek olsam da, aynı havayı solurken bunu içimden geçirmeye gidiyorum. Benim de cesaretten anladığım budur efendim. Ama çok aptal değiller mi gerçekten?

3 yorum: