Ocak 14, 2012

İçimde Uyuyakalmış Tilkiye ve Ölü Edip Cansever'e Küçük Mektup

Mumlar elma kokuyor,Oblomov rüya anlatıyor. İçime bir durgunluk, içimdeki tilkiye bir yılgınlık geliyor. Derin uyusun Allahım! Amin.

"Tilki tilki derin uyu,kalbimdeki sen değilsin
Ne derdi bilge kişiler: Herkes kendi yerin bilsin.

Gördün içimde bir kuyu, attın o meşhur peyniri
Metaforsunuz aslında, anlasınlar diye beni"

Tilki tabii, uykusunda bile tilki, veriyor acıklı cevabı:

"Anlamazlar ki"



Gel Edip Amca, çekinme. Tilkimle ben, biz bizeyiz; biz bize. En azından aklıma gel. geldi!

"Ne çıkar bizi anlamaktan" ("Petrol"den)
"Ne çıkar siz bizi anlamasanız da.." ("Ne Gelir Elimizden İnsan Olmaktan Başka"dan)

Yaa, Edip Amca, ikisini bir araya koyduğunun dünyası! Hâlâ dönemkte. Tilkinin de yazgısı bu. Koşturup peynir peşinde, nifakları dökmek içimize. İnsanlarla, kolaylıklarla aramıza girmek. Şiirle, şairle, üzünçle, aynayla, elma kokan mumlarla falan hemhâl etmek bizi. Kış mı gelmiş, uyumak. Öyle bir şeyler işte. Sen gittin dünyadan ammaaa hikâye hâlâ aynı hikâye...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder