Şubat 28, 2012

Yeni Bir Hayat!

Sevgili okur, söyle bana: yepyeni bir hayalden daha müthiş ne var dünyada?

Yapmakta olduğum işin ne kadar manasız olduğuna uyanıyorum uzun zamandır. Ve hemen azgın bir uzuv gibi bir ikinci "ben" fışkırıp bir köşemden, beni "bir kişi bile anlasa"ya iknaya çalışıyor. Bir yandan da, hayatta yüzümüze vuran rüzgârlara koku diye karışmış "mesaj"lar da var, seziyorum, biliyorum. Düşünüyor, düşünüyor, düşünüyor-dum.

Artık kendime yeni bir hayal buldum. Ne "iş", bu iş. ne de "yer", bu yer. Ve tabii, ne de "İnsan" bu insan.

Hayaline vurulduğum bir insan modelinin pek canlı bir örneği de karşıma çıkınca, hele bir de ömür boyu yanımda olacağını deyiverince, "Tamam" diye aklıma düştü. "Ben bu hayatımı bi daha bi yoğurayım bakalım". Beynimin kıvrımlarında daha yeni yeni yokluğundan varlığa geçen düşünceleri bile "anlayabilen" bu zihin, kaygımı da görüyor, korkumu da. Elimdekini de görüyor, ardımda kalanı da.

Oturduk ve bir hayal bulduk bana. Riyadan kurtulacağım bir eylem planı! Dedikodu yapmak zorunda kalmayacağım yeni bir rutin tasarımı! İçimde kalan hevesleri kağıtlara, kalemlere, dijital beyinlere akıtacağım yeni bir gençlik imkânı.

Haydi bakalım önümüzdeki yıllar. Sizde biraz sakin olmak var.

Şubat 17, 2012

İnsana Kafayı Bozduran Rus Kartpostalları

Efendim, daha evvelce Postcrossing'ten bahsetmiş idim. Yan tarafta linkini de görebilirsiniz.

Şimdi size epeydir göstermek istediğim, sitede dolaşırken özellikle dikkatimi çeken Rus kartpostallarından bir seçki göstereceğim. Hepsine de dakikalarca bakabilir, iç çekerek masal alemlerinde gezebilirsiniz kanımca. masallarla örülmüş bir hafıza var demek bu adamlarda. Al sana yansıması. Kartpostal kardeşim bu. Ben çıkıyorum Kadıköy'e, anca güzeller güzeli istanbul'umun kötü mü kötü, uyduruk mu uyduruk fotoğrafları. Neyse, dertlenmek yok, masallara gömülmek var!

Not: Zürafa biraz "masal" konseptinin dışında gibi görünebilir. Göstermesem ölürdüm ama! Ayrıca belki de çok üşüyen bir zürafanın masalı da vardır oaralarda. Hatta bu anlam veremediğimiz hayat, bir çok üşüyen zürafa masalıdır? Hım?

İyi seyirler!








Şubat 15, 2012

John William Godward ve Hiçbir Zaman Gidemeyeceğimiz Sonsuz Bahçe

Eda Ağbulut'a, çünkü bir ressamın adını ilk defa kulağıma söylemiş ve beni tam şu anda buralardan kurtarmıştır.

Belki ömrün boyu aradığın o bahçeye bir gün varacaksın. Öyle bir mutluluk ki o zaman, "şöyle bir uzanmak" gördüğün gibi, yeni bir anlam bulacak.


"Biraz oyalanmak" belki böyle, yıllar yıllar alacak, yaşlanmadan. Düşünecek, düşünecek, düşüneceksin. İçini çektikçe ciğerlerine dünyadan bir şeyler dolacak. Sakin sakin bekleyeceksin. Acaba cevap, o büyük ışık nerelerden doğacak.

Ve o zaman belki nilüferler soracak: "Neden?". Uzun uzun bakacaksın sen de onlara, bakmak bir cevapmış gibi -ah!- yüzünde bir gülümseme. "Bilmem ki, diyeceksin. Bu bahçede de bulamadım ben bu cevabı". Yine ve yine ve yine çaresiz, uzaklara bakacaksın.


İşte böyle.

Şubat 08, 2012

Çok Acayip Bir Şey: "Gülce"

...


Uçurumun kenarındayım Hızır
Bir dilber kalesinin burcunda
Vazgeçilmez belaya nazır
Topuklarım boşluğun avucunda
Derin yâr adım çağırır
Kaldım parmaklarımın ucunda
Uçurumun kenarındayım Hızır
Bir gamzelik rüzgar yetecek
Ha itti beni ha itecek

...

Ömer Lütfü Mete

Şubat 07, 2012

Dünya Evi

Girmek üzere olduğum büyük bir kapı ey okur. Kocaman. Ardı belirsiz. Rengârenk yapraklarla kapanmış önü. Uzuuuuuuun bahçede sakin sakin yürümekteyim. Aylar süren bir bahçe. Kapının arkasında masal melekleri mi, kapı altı cinleri mi. Sönen umutlar mı, yeni düşler mi. Yeni kek tarifleri ve belki bir bahçıvan tulumu. Kahveler, tabii. Kitaplar, karmakarışık sorular. Odalara çekilmeler, surat asmalar. Balkon sessizlikleri, yıl dönümü geyikleri.



"Dünya evi" de ne güzel lafmış. Ağlarım bak şimdi.

Şubat 01, 2012

Sevgili Kar, Sana Bazı Sorularım Var!

1. İstanbul'a çok yakıştın, biliyor musun?



2. Tanelerinin hepsini sen mi tasarlıyorsun? Yağmadan evvel mi tasarlıyorsun yoksa spontane mi gelişiyor?

3. Karların yazın sokağa çıkması hakikaten yasak mı? (Değilse, 14 Temmuz'da İstanbul'a gelsene!)

4. Sonunda eriyeceğini bilerek yağmak, biz insanların kaderine pek çok benziyor. Bunu daha evvel düşünmüş müydün?

5. "Kardan adam" nasıl fikir ama?! =)

6. Kara tapan bir millet var mı hiç dünyada?

7. Hiç şiir okudun mu? Okumuş gibi bir hâlin var da!

İstediğim sorudan başlayabilir miyim, der gibisin. Tabii, elbette, muhakkak başlayabilirsin!