Eylül 22, 2010

"Close the World, Open the Next"

Evvelce bahsetmiş idim, rastgele görsel arama merakımdan. Verimli bir şey, tavsiye ederim. Yazın rastgele bir sözcük, çıkanları seyredin.

Aşağıda gördüğünüz güzelimi de "aha" böyle buldum. Nedir, hiçbir fikrim yok. Fakat zaten bendenizce mühim olan kimin ona ne anlam yüklediğinden çok ona rastlamak. Safi, "ona". Anlamıyla doldurulmuş her "o" için, "ona rastlama" merasiminin heyecanını büyük ölçüde kaybettiğini söyleyebilirim. "Bak evladım, buna bilmemne derler". I ıh! Tercihim hep şudur: "Auğ! Bağğğk!". Efem, buradaki yumuşak g'ler heyecandan ağızdan akan salyalara denktir. İşte, kulağa çok da hoş gelmeyebilecek olan bu salyalı "Baaağğğğğk" bence "müdhiş"tir. ["Müthiş" kelimesinin Arapça esası budur ve "dehşet" kelimesinden türemiş bulunmaktadır."Dehşetli", "dehşete düşüren","dehşet veren" manasındadır. Üstelik bana kalırsa bu söylenişi daha şıktır. Ve dahi hiç de kullandığımız gibi, "şahane" demek olmaması akıl açıcıdır. Akıl açmak. Ahaha. Zihin açmaktan başka bir şey bu bak! Akıl daha metodik, daha kuru bir şey sanki.Öyle işte. Bu "öyle işte" de ne hüzünlüdür be!]

Şimdiiiiiğ! Bahsettiğim anlamda "müdhiş" bir şey olarak, kimin neden yaptığını, tasarladığını filan bilmediğim, bana kaderimin en leziz oyunlarından bir adedi olarak karşımda beliren bu "şey"i gör sen de. Gör gör. Sonra ben sana bu sloganın ne düşündürdüğünü anlatayım. Ama sen bu anlattığımı "Arda'nın saçması" diyerek oku; "bu şeyin manası budur kardeşim" diye miniltme kendi zihnini. ["Zihin miniltmek"! Pek sevdim.]


"Close the world, open the next". Çevirilecek olsa, mesela... Hatta çevirmek değil de, sündürülecek olsa... Negzel olmaz mı.

- "Dünyayı kapat, sıradakini / sonrakini aç!" [En dümdüzü. E, tabii ki en bana uzağı. Huhağ!]

- "Kapa dünyayı, kapa ki sonraki açılsın!" ["So" filan geçmiyor, farkındayım. Olsun, hayal ediyorum. Kötü mü ediyorum.]

- "Ört bunu, dünya mı bu; ötekini açalım!" [Burada özgür ruh devreye giriyor. Cümle sadece bir çağrışımın tetikçisi oluyor. Nedir yani, ölüm mü var ucunda. Devam. Hatta bilakis, durmanın ucunda ölüm var. Durmak beklemek demek çünkü. Bekleme ey insan! Ölümden başkası gelmeyecek evine.]

- "Kapa bu dünya dediğin kapıyı; ötekini, adını bilmediğini aç!"

- "Dünyayı örtersen, ötekiler açılır" [Naif bir şey. Sevdim sanki. Dünya olmayan bir yerler, oraların kapıları. İşte, hayal seni götürüyor. Git peşinden ey insan!]

- "Kapanınca bu dünya, sıradaki açılır" [Emir kipinin ebesine selamlar! =)]

- "Kapayacaksın bu dünyayı, ki o bir kapı değildir; açacaksın ötekini, açacaksın, nefes almak iyidir" [Burası, okurcağızımın "Ovha!" diyeceği noktadır. Ne olur ki cancağızım, sohbetteyiz şurada.]

Uzayabilir... Bir beyin fırtınası yaptım. On-on beş dakikada esenler bunlar idi. Arda'nın saçması, demiştim değil mi? =)

Sevgili okurum, bir de neyi seviyorum biliyor musun? Tanımadığım sen, şu klavye takırtılarını aslında duymuyorsun ya. Beni hiç görmedin ya. Ama kurduğum hayalden haberin var, dünyaya bakınca gözüme görünen hayaleti anlatıyorum sana. İşte bu. Bu var ya. Ölüyü diriltir! Birinin öldürdüğünü, bu diriltir. Birileri vardır ki, öldürür birilerini. Ama bu dünya hayaletleri, sen(ler)i çıkarır ölülerin karşısına ve şöyle seslenir: "Bir kere öldün diye bitti mis andın dünya! Ey ölü, daha çok ölecek ve daha çok geri geleceksin. Kapat o öldüğün dünyayı, aç sıradakini!". Aha, seninle münasebetime de uydu bu slogan, geldi yapıştı.

İyidir, iyi. Çok da büyük ölmemek lazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder