Kasım 06, 2010

Amelie'ye Heveslenmekle Olmaz!


Günaydın sevgili okur!
Kafamın üzerindeki fotoğrafta Amelie Poulain'i görüyorsun. Hani filmini izlemiştin de mutluluğuna pek özenmiştin; kaşıkla sırıtık fotoğraf çektirip facebooka koymuştun ya, o işte. (Evet, ben bizzat yapmıştım o dediğimi!) Velhasıl, hani feci kıskanmıştın ya!

Bence kaçırdığın bir şey vardı! Mutluluğuna odaklandın evet, dedin ki ne de güzel modern Polyanna. Bak şimdi sevgili insan, o tam öyle bir şey değildi. Amelie'nin bir bakışı vardı dünyaya. Garip tesadüfler onun için anlamlıydı, hayatını yönetiyor / belirliyordu. Mmm, bir ilkesi vardı sanki başına gelen onca olayın ardarda gelişinin. Hah işte! Buna diyorum "anlam" diye. Amelie'yi Amelie yapan buydu ey insan! Kaşıkla sırıtması değildi. Aşkının peşinden koşması değildi. iyiliksever olması da değildi. Sırıtmak, aşkın peşinden koşmak ve dahi iyilikseverlik hep o "anlam" denen şeyle ilgiliydi.

Amelie'yi taklit ise niyetimiz, yaptıklarını yaparak olmaz. yapacaklarımıza bir neden bulmak lazım. Gökkuşağından el sallamayan renk bulmak lazım. Sadece bize görünecek, kimseye gösteremeyeceğimiz bir renk! İşte, bulmuşluğun mutluluğu ve gösteremeyişin acısı! her insanın "biricik"liğindeki sır. Amelie'nin fotoğrafıyla oynadım, kararttım biraz, ışığını üstünden çektim, aldım. Zira eminim ki, bu kadar parıltılı gülenin kafasında, bize asla söyleyemeyeceği bir sırrı vardır.

Güzel bir sabah bu sabah. Çünkü güzel olmasına karar verdim!

Not: Şşşt okur, kesinlikle kişisel gelişim kitapları söylemini kullanmıyorum / onaylamıyorum / sevmiyorum. Güzel olmasına karar vermek derken, "pozitif enerji"den değil, sadece sana ait olacak bir şeyden, kendi anlamını dünyaya yüklemenden söz ediyorum. Yol arkadaşım iyi bilir, "anlamını yanında taşımak" tabir etmiştim bir zaman, bir yerde. Yoksa kişisel gelişimin "bunu bunu yap" derken hepimizi aynı kefeye koyup formüller önerdiği ve benle taban tabana zıt bir düşünceyi savunduğu yeterince aşikardır, değil midir?

3 yorum:

  1. Ama yüklediğin bu anlamlara rağmen ters giden ve neresinden tutarsan tut elinde kalan şeylerde olmuyo mu?
    Başkalarının yüklediği anlamlar daha ağır basıyo bazen Galiba

    YanıtlaSil
  2. kaşıklı arda, galata kuleli arda'dan daha iyi olamaz! bence arda kendi tarzını yaratmalı!

    kişisel gelişime hayır!

    :sırıt:

    YanıtlaSil
  3. A'normal nâm güzel insan,

    Elde kalan şeyler tabii ki oluyor. Ama "özde" bir ilke görmek; ne bileyim "Aaa, nasıl da her şey geldi buna bağlandı" demekten söz ediyorum. Belki de benim uydurduğum bir sığlıktır bu, ona da ihtimal veriyorum. Yine de inanıyorum ama, elimde kalan / kalacak her şeye rağmen sevinçle inanıyorum buna. Kaldı ki, dehşet bir zararını da görmedim sığda saplanma korkusu dışında. =)

    Buster,

    Galata kuleli Arda, zaten tam da önerilen metodun sonucu olmaktadır. İyi bilirsin sen bunu! Hatta seni seniiii, daha neler neler bilirsin pek iyi!

    YanıtlaSil