Şubat 18, 2011

Gelmek İçin Aklımı Seçen Birkaç Şey: Sevgili Yol Arkadaşım Hakkında


Bu akşam üzeri, bir insan üzerine pek ziyade düşündüm sevgili okur. Hayatımın bu yirmi sekizinci yılına kadar kimseye kendisi kadar yakın olmadığım bu insanın bahsi geçtikçe "yol arkadaşı" ifadesini kullanmıştım evvelce. Kendisi yolumdadır, doğru. Güzel bir benzetme duymuştum birinden, "Çekil yolumdan" dediğinde gidemeyecek kişidir doğru kişi; zira o zaten kendi yolundadır. Yolların kesişmesi. Alejandro Gonzalez Innaritu'nun şu pek sevdiği mefhum. Evet, bu güzel akşamın üzeri, ben biraz bunlara filan kafa yordum.

Her insan yalnız doğmuştur dünyaya, yalnız da ölecektir. Değil mi? Evet. Ama "yakınlık" diye bir şey var. Yalnız olmanın karşıtı olmayan, yalnızlığın cazibesini sallamaya hiç çabalamadan kendi cazibesini yaratan bir şey. Bir göze en fazla ne kadar yakından bakılabileceği, ne leziz bir mevzudur hakkında konuşulacak. Yoo, konuşulacak değil, düşünülecek!

Yakınlık denen şeyin en şahane hediyesi de ortak kodlar. Senden ve ondan başkasına herhangi bir manaya gelmeyecek kelimeler, bakışlar, mimikler. İşte anlamayacağın bir liste sevgili okur. "Kim bilir bilmediğimiz ne manalar aldı kullandığımız kelimeler, demek ki sandığımızdan daha büyük bu dünya" demek için yazdım bunları. Sevgilerimle.

Major tom.
Tedirgin kirpi.
Moda.
"Dur dur dur, tam anlamadım".
Söğütlüçeşme.
Tren.
Eskişehir.
İsmet özel.
Tekila.
Kaplumbağa.
Barton fink.
Vincent malloy.
"Gel buraya Vincent, konuşacaklarımız var"
Let me kiss you.
The letter.
"Allah iyilerle karşılaştırsın".
Cv.
Yüce. =)
7/4.
"Orda çerkes mi herkes?".
"Gördünnü?"
"Aldılar mı?"
Kırmızı balon.
Ug ug.
"Hindistan cevizi alalım mı?"
Ayraç.
Kabak tatlısı.
Bir poşet kurşunkalem.

Bir gün bu listenin yüz katı cebimizde, gülmekten ölücez olan bitene. Biliyorum.

2 yorum: