Temmuz 13, 2011

Orhan Veli'den Bir Şey Sevdim


Orhan Veli'yi sevmem.Şiire getirdiği yeniliği, umm daha doğrusu onu da değil de, düşüncelerini onaylarım. Bence de gündelik olan şiirleşebilmeli! Ama tabii, bunu o zamanda söylemiş olmak çok kıymetli. Fakat şu detay önemli: "şiir"e girebilir gündelik olan. "Şiir"e. Orhan Veli'nin teknik mânâda "şiir"i ne yaptığı bence biraz hüzünlü mesele. Israrla ve inatla şiir olarak göremiyorum onun yazdıklarını. "Şiir dili" diye tanıdığım pek sevdiğim şeyin yanına pek koyamıyorum. Mevzusu pek güzel ve içinde birkaç güzel laf geçen azıcık şiirini sevmişliğim yine de var: "Anlatamıyorum", "Hürriyete Doğru" (ki bunu az severim), "İstanbul'u Dinliyorum". Bu sabah işte, bunların yanına bir şey eklendi. Mevzusuna vuruldum. Bir süre gülümsedim. Donup kaldım. "Bunu" yazmak ne güzel dedim. Ama yine de şiir dili vs. söz konusu olacaksa, eski fikrimdeyim. Bakınız:

Bir Roman Kahramanı

Çadırımın üstüne yağmur yağıyor
Saros körfezinden rüzgar esiyordu
Ve ben,bir roman kahramanı
Ot yatağın içinde
İkinci dünya harbinde
Başucumda zeytinyağı yakarak
Mevzuumu yaşamaya çalışıyordum
Bir şehirde başlayıp
Kim bilir nerde
Kim bilir ne gün bitecek mevzuumu


Çok naif! Bir roman kahramanının esasında çadırda oturuyor ve fakat kendisine biçilen yaşamı yaşamaya çalışıyor olması. Sanıyorum o çadırda oturan "esas" durum, yazarın zihni oluyor biraz. Hatta biraz ne ya, öyle olmalı direkman. (Bi' "direkman" vardı eskiden. Ne abuk bi' kelimeydi Allahım!)

Bence çocukça bir şey var bu metinde. Ki ben çocukça şeylere çok hayranım, çok hastayım.

1 yorum:

  1. Selam, Orhan Veli'nin tam manasıyla hastasıyım:)
    Okuyun isterseniz:))

    http://hayalkahvem.blogspot.com/2011/04/orhan-veli-kankn-97-dogum-gununu.html

    YanıtlaSil